Aydınlı Deri Sendikalaşma Hakkına Saygı Duymalıdır
Bir süredir sendikal örgütlenmenin devam ettiği Orjin Grubu’una bağlı Aydınlı Deri’de çalışan işçilere yönelik baskıların sistematik bir hal alması ve işyeri yönetimi tarafından aleni bir biçimde sendika hakkını kullananlara istifa baskısı yapılması ve işçilerin sendikadan istifa ettirilmesi üzerine sendikamız işyeri önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamaya çok sayıda sendika ve kurum da destek sundu.
Türk-İş İstanbul Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak, Demiryol-İş Haydarpaşa Şb., Tekgıda-İş Avrupa Yakası Şb., Selüloz-İş İstanbul Şb., Tümtis İstanbul Şb., Teksif'e bağlı Yedikule, Topkapı, Eyüp ve Yenibosna Şubeleri Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şb., Haber-İş İstanbul Avrupa Yakası Şb., Türkiye Denizciler Sendikası, Belediye-İş 2 Nolu Şb., Türk Metal Sendikası İstanbul Şb.,Devrimci Demokratik Sendikal Birlik, International League for Brand Responsibility açıklamaya destek verdi.
“Aydınlı Deri! Sendikalaşma Hakkına Saygı Duy” yazılı pankartın açıldığı açıklamada, sık sık “Sendika hakkımız engellenemez” ,” Zafer direnen emekçinin olacak”, “Aydınlı İşçisi yalnız değildir.” Sloganları atıldı.
Basın Açıklamasını sendikamızın genel başkanı Musa Servi Yaptı. Servi, işyerinde bir süredir işçilerin özgür iradelerinin engellenerek sendikalı olan işçilere baskı uygulandığını, sendikamızın çeşitli girişimlerinin sonuçsuz kaldığını ve gelinen aşamada her geçen gün baskıların arttığına vurgu yaptı.
Genel başkanımız Musa Servi’nin açıklaması şu yönde;
Sendikamızda örgütlenmeye başlayan Orjin Grup bünyesindeki Aydınlı Deri işçilerine yönelik bir süredir sistematik bir biçimde sendikadan istifa baskısı uygulanmakta ve sendika karşıtlığı işyeri yönetimi tarafından fiilen organize edilmektedir.
İşyeri yönetimi sendikalaşmayı fark ettikten sonra işçilerin anayasal haklarına saygı duymayarak kimlerin sendika üyesi olduğunu tespit etmeye çalıştı ve tahmin ettikleri bazı işçileri sorguladı. Ardından yönetim işçilerle toplantılara düzenleyerek sendikaya dair bir inançsızlık yaymaya çalıştı. Bu süre zarfında işyeri yönetimi işçilere bir takım vaatlerde bulunarak ve önümüzdeki sene başında bunları hayata geçirme sözü verdi. Ancak sendikalaşmaya mani olmak için çeşitli ikna çabaları sonuç vermeyince yönetim baskıları artırdı.
Öncelikle üyelerimizin büyük çoğunluğunu izine gönderildi ve sendikal faaliyetin öncüsü olan işçiler uzun bir süredir fabrikadan bu şekilde uzaklaştırıldı. Bu sayede geri kalan işçiler üzerinde yönetim baskıyı artırdı. Tespit ettikleri işçilerden sendikalı olmadıkları veya istifa ettiklerine dair belge sunmaları hatta istifa çıktısı alarak getirmeleri istendi. Bu da yetmedi bazı işçiler zorla postaneye götürüldü ve e-devlet şifresi aldırtıldı. Geçtiğimiz günlerde ise üyemiz Orhan Başıbüyük’ü işten çıkaran Aydınlı Deri sendikadan istifa etmesi karşılığında kendisini yeniden işe almayı teklif etti.
İşyeri yönetimi kimi sendika karşıtlarını ödül olarak ustalığa terfi ettirdi ve bu ustalar tarafından baskılar her geçen artırıldı. Bazı işçilere sendikanın konuşulması dahi yasak olduğu söylendi. Son iki aydır yapılan baskılar sonucunda işçilerin bir kısmı sendikadan istifa ettirildi. Birkaç gün önce de işyeri içine kameralar yerleştirilerek işçilere göz dağı verilmeye ise devam edilmektedir.
Bu gelişmeler yaşanırken Aydınlı Deri sendika karşıtı uygulamaları hiçbir şekilde kabul etmedi.
Dünyadaki sayılı deri firmalarından biri olarak bilinen ve uluslar arası markalara üretim yapan Aydınlı Deri uluslar arası normları ve ILO’nun 87 sayılı sendikalaşma özgürlüğü ilkesini hiçe saymaktadır. Sendikamızın çeşitli diyalog çabalarına rağmen, işyeri müdürleri muhatabın kendileri olmadığı işveren olduğu, işveren ise kendisinin değil fabrika ile profesyonel bir yönetimin ilgilendiği gibi kurumsallık dışı bir yaklaşım içindedir.
Gerekli tüm girişimlerimize rağmen sendika karşıtlığı ve istifa çabaları devam ettirilmiştir. Tüm bu yaşananlar anayasal bir hak olan sendikalaşma hakkının açık bir ihlalidir. Ancak devam eden sendikasızlaştırma çabalarından sonuç alınamayacağının bir kez daha bilinmesini istiyoruz. Sendika hakkının engellenmesine karşı da ilgili kişiler hakkında suç duyurularında bulunacağız. Aydınlı Deri’yi de bu yanlıştan dönmeye ve işçilerin özgür iradelerine ve tercihlerine müdahale etmemeye işçi haklarına ve işçilerin en temel hakkı olan sendikalaşma hakkına saygı duymaya ve bir kez daha sendikamızla yapıcı bir diyaloğa girmeye çağırıyoruz.”
Musa Servi’nin açıklaması sonrasında sözü Türk-İş İstanbul Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak aldı. Büyükkucak yaptığı açıklamada;
Türk-İş olarak Deriteks Sendikası’nın mücadelesinin desteklediklerini, işyerinde emeği ile geçinen insanların hakkaniyetli bir işin içinde olduğunu hırsızlık ve uğursuzluk yapmadığını, onuruyla yaşamak ve geçinmek isteyen işçilere yönelik yapılan baskıların ise kabul edilemeyeceğini belirtti. Büyükkucak, Aydınlı işverenini de sendikalaşma hakkına saygı duymaya çağırdı.
Açıklamada son sözü Marka Sorumluluğu için Uluslararası Sendika Ligi temsilcisi Linda da söz alarak Aydınlı Deri’de lüks kategoride markaların üretim yaparak büyük karlar elde ettiklerini ancak işçilerin temel hakları konusunda da sorumlulukları olduğunu ifade etti.