Ülke olarak zor günlerden geçtiğimiz şu günlerde acı haberlerle bir kez daha sarsıldık. Geçtiğimiz Cumartesi günü gerçekleşen vahşi saldırı sonucu sivil vatandaşların ve çoğunluğu emniyet mensubunun içinde olduğu 44 insanımızı kaybettik ve 150’den fazla kişi ise bu saldırıda yaralandı.
Ülkemizde yakın zamanda bu ve benzeri saldırılar sonucu yüzlerce insanımızı kaybettik. Maalesef geçen zaman içinde bu tablo değişmedi ve acı haberler gelmeye devam ediyor. Meseleye sadece istihbarat veya güvenlik yetersizliği olarak bakmanın geçmişte olduğu gibi bu hadisede de yeterli ve açıklayıcı olmayacağı görülmelidir.
Terör ekseninde tartışılan her olgunun toplumumuzda siyasal sonuçlarıyla birlikte ele alınması gerektiği açıktır. Tüm toplumun huzur ve barış içinde yaşayabileceği güven ortamının tesis edilmesi için öncelikli olarak kutuplaştırıcı söylemlerden uzak durulmalı, demokratik ve uzlaşmacı bir siyasal perspektifin ortaya konması gerekmektedir. Bugün buna, özellikle barış ve güven içinde yaşamaya toplum olarak büyük ihtiyaç duyuyoruz. Bunun için savaş eksenli politikalardan bir an önce vazgeçilmelidir.
Maalesef genci, yaşlısı, kadını, çocuğu, öğrencisi, polisi, askeri demeden herkesin hedef haline gelebildiği bu süreçte bir an önce şiddetin sona ermesini sağlayacak siyasal iklimin oluşturulması gerekmektedir. Ülkenin yeniden normal hayatına dönebilmesi, huzura, güvene, barışa, kavuşabilmesi için demokrasiden taviz verilmeksizin adımlar atılması gerektiği açıktır.
Bunun için başta tüm siyasilere sorumluluk düşmektedir.
Yaşanan vahşi saldırıyı lanetliyoruz. Saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı, yaralılara ise acil şifalar diliyor ve bir daha aynı acıları yaşamamayı ümit ediyoruz.